Böbrek ve idrar yolu taş hastalığı ülkemizde sık görülen ve tekrar edebilen bir hastalık grubudur. Tedavi,  taşın büyüklüğü ve yerine değişir. İdeal olan, her taşa en yüksek başarı oranına sahip tedaviyi uygulayabilmektir. Böbrek ve idrar yolu taş hastalığının birden çok tedavi yöntemi vardır. İdrar yolları ,iki böbrek, her böbreği idrar torbasına bağlayan iki adet iç idrar kanalları(Üreter), idrar torbası ve dışarı atımını sağlayan dış idrar kanalından(Üretra) oluşur. Taşlar çoğunlukla böbrekte oluşur ve bazıları idrar kanallarından idrar torbasına doğru hareket edebilirler. Nadiren idrar torbasında da taş oluşabilir.

Böbrek taşı nasıl oluşumu: Taş, idrardaki kristallerin çökmesi veya idrar yollarında yabancı cisim (kateter,) uygulaması sebebiyle de oluşabilir. Taş oluşumunu arttıran özellikler ise, yaş, cinsiyet, aile öyküsü, az su tüketilmesi, hareketsizlik, metabolik hastalıklar, tekrarlayan veya dirençli idrar yolu enfeksiyonlarıdır.

Taş hastalarının şikayetleri: Tek veya iki taraflı yan ağrıları, idrardan kan gelmesi, bulantı ve kusma en sık rastlanan belirtilerdir. Ağrılar orta derecede(Künt) veya keskin (Kolik) tarzında olabilir. Ağrılar tekrarlayıcı karakterdedir.

Taş hastalığının görülme sıklığı: Ülkemizde görülme sıklığı yaklaşık yüzde 15’tir. Bu grubun yüzde 17’si ise çocuk yaş grubudur. Taş hastalığı olan bir kişinin sonraki on yılda bir başka taş oluşturma olasılığı yüzde 50’ye yakındır.

Taş hastalığının tanı yöntemleri: Tanıda en sık kulanılan yöntem ultrasonografi ve direk üriner sistem grafisidir. İdrar tahlili, ilaçlı böbrek filmi, abdominal bilgisayarlı tomografi de tanıda kullanılabilir.

Taş hastalığının  tedavisi:  Böbrek ve üriner sistem taşlarının tedavisi, taşın yeri ve büyüklüğüne göre farklılaşır. Doğru tedavi seçiminde taşın büyüklüğü ve yeri çok önemlidir. Her bölge için tedavi yöntemlerinin başarısı farklıdır. İdeal olan her taşa en yüksek başarı oranına sahip tedaviyi önerebilmektir. Açık taş cerrahisi artık kullanılmamaktadır.

1 santimetre cıvarında büyüklüğe sahip ve böbreğin havuzcuğunda bulunan taşlarda en uygun tedavi çoğunlukla vücut dışı şok dalga (Extracorporeal Shoch Wave Lithotripsy,ESWL) tedavisidir. Ancak sert taşlarda birden çok seans gerekebilmektedir. Büyük taşlarda uygulandığında, çok sayıda oluşan taş parçaları idrar kanallarını tıkayarak böbrek hasarına neden olabilmektedir.

ESWL’ye dirençli taşlarda, 2 cm’den büyük böbrek taşlarında, böbreğin süzmesini engelleyen kanal taşlarında ve idrar torbası taşlarında endoskopik taş tedavi yöntemleri tercih edilmelidir.

Endoskopik yöntemlerde, cerrahi kesi yapılmadan lazer (Holmium) enerjisi ile taş milimetrik hale getirilmekte veya bir bütün olarak çıkartılabilmektedir. Çeşitleri;

Perkutan nefrolitotripsi: 2 santimetreden büyük ve sert böbrek taşlarında, genel anestezi altında, ciltten böbreğe yerleştirilen bir tüp aracılığı ile taşa ulaşıp kırma yöntemidir. Hastanede kalma süresi 2-3 gündür. Taştan arınma oranı yüksektir.

Rijit Üreterorenoskopi : İdrar kanalı taşlarını, dış idrar kanalından ulaşarak laser enerjisi ile kırma yöntemidir. Hastanede kalış süresi genellikle 1 gündür.

Flexible Üreterorenoskopi : Böbrek içinde ve özellikle küçük havuzcuklardaki(Kalisler) taşların ince ve bükülebilir bir sistemle, dış idrar kanalı yolu ile taşa ulaşarak laser ile kırılmasıdır. Hastanede kalış süresi 1-2 gündür.

Sistolitotripsi: İdrar torbası içindeki taşların endoskopik yöntem ile kırılmasıdır. Hastanede yatış süresi genellikle 1 gündür.

Taş tedavisinden sonra hastaların takibi ve taş oluşumundan korunma yöntemlerinin bilinmesi önemlidir. Çünki taş hastalığı, tedavi edildikten sonraki 10 yıl içinde % 50’ye yakın oranda tekrarlayabilir.